“Türk edebiyatında Yedi Güzel Adam olarak anılan, çoğunluğu Kahramanmaraş’lı yazar ve şairlerden meydana gelen edebî oluşum. 1930’lu ve 40’lı yıllarda dünyaya gelen, ilerleyen yıllarda Maraş Lisesinde (Kara Lise) yolları kesişen, henüz lise çağlarında başlayan dostluklarına ve edebi faaliyetlerine liseden sonra da devam ederek 1970’lerden günümüze kadar gelen süreçte kendilerinden söz ettiren, büyük oranda mistik metafizik konuları eserlerinde işleyen şair ve yazarlardan oluşur. Bu oluşum içindeki isimler şu şekildedir: Nuri Pak-dil, A. Cahit Zarifoğlu, Erdem Bayazıt, Rasim Özdenören, Alaeddin Özdenören, Mehmet Akif İnan ve Ali Kutlay. Mehmet Akif İnan Maraşlı olmayıp Şanlıurfalı’dır. Fakat liseyi Kahramanmaraş’ta ekipteki diğer isimlerle birlikte okumuştur. Bazı kaynaklarda sıralamada Ali Kutlay yerine Sezai Karakoç’un da adı geçmektedir.
Bu edebi oluşum henüz lise yıllarındayken kendilerinden birkaç yaş büyük olan Nuri Pakdil öncülüğünde Hamle dergisini çıkarır. Hamle Maraş’ta çıkan yerel bir dergi olmasına rağmen bu liseli gençler dışında Sezai Karakoç da Ankara’dan şiir gönderir. “Çay” ve “Sessiz Müzik” gibi şiirler ilk kez Hamle’de yayımlanır. Sonra bu isimler büyük oranda kadro şeklinde, hiç dağılmadan Büyük Doğu, Şiir Sanatı, Diriliş, Yeni İstiklal, Bugün ve Edebiyat gibi önemli dergi ve gazetelere yayın desteği sağlar. Daha sonra bu oluşum Mavera dergisini çıkarır. Oluşumun isim babalığı A. Cahit Zarifoğlu’na atfedilir. Fakat Yedi Güzel Adam tanımlaması doğrudan onun tarafından bu oluşum kastedilerek yapılmış bir adlandırma değildir. Zarifoğlu’nun Mavera Dergisi’nde yayımladığı şiirleri daha sonra Yedi Güzel Adam (1973) başlığıyla kitaplaşınca Mavera dergisini çıkaran bu ekip şairin aynı ismi taşıyan şiirinden mülhem edebiyat çevrelerince bu şekilde adlandırılmıştır.
Zarifoğlu’nun şiirinde ya da başka yazısında bir ekol yahut edebi hareket imasında bulunmadığı ve tek tek şahıs adı da vermediği bu oluşum daha sonra tutuldu ve Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatında İslami eğilimleri ağır basan bir edebi oluşum olarak yorumlandı. Genç edebiyatçıların 60’lı yıllarda bir araya gelişlerini, dostluk ilişkilerini ve edebi ve düşünsel kaygılarını anlatan ve TRT’de yayımlanan aynı isimdeki televizyon dizisinden sonra Yedi Güzel Adam çok daha popüler olmaya başladı. Rasim Özdenören bu beraberliği “Allah’ın bir lütfu” olarak değerlendirdi. Aslında ortak bir edebi görüşü yahut ortak bir çıkış manifestosu bulunmayan bu isimleri bir ekol ya da bir edebî hareket olarak kabul etmek doğru değildir. Nitekim oluşumun içinde yer alanlar genel itibariyle böyle bir iddiaya kalkışmamışlardır. “
Kaynak: SELİM SOMUNCU (2024), Kahramanmaraş Ansiklopedisi, 7. Cilt, Sayfa 331.